- başıboş dolaşmak
- v. wander about, divagate, loaf, loaf about, loaf around, roam about, rove, rove about, stray
Turkish-English dictionary. 2013.
Turkish-English dictionary. 2013.
salma gezmek (veya dolaşmak) — başıboş hayvan gibi dolaşmak Ne olacak çobansız köyde kurtlar boş oturacak değil ya işte böyle salma dolaşırlar. R. Akyavaş Sokaklarda salma geziyor … Çağatay Osmanlı Sözlük
avare dolaşmak — işsiz güçsüz, başıboş, aylak dolaşmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
sürtmek — i, e, er 1) Bir şeyi bastırarak diğer bir şeyin üzerinden geçirmek Cemal ellerini hızlı hızlı birbirine sürttü. S. F. Abasıyanık 2) Dokundurmak 3) nsz, tkz. Başıboş dolaşmak, yararsız dolaşmak Çocukçağız birkaç gün sokaklarda sürtmüş. S. F.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
avare — sf., Far. āvāre İşsiz, işsiz güçsüz, başıboş, aylak Avare insanlar. Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller avare dolaşmak avare etmek avare olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
sürtünmek — e 1) Geçerken değmek, sürünmek Hasta gene duvarlara sürtünerek kendini alt katın merdivenlerine attı. P. Safa 2) nsz, mec. Başıboş, amaçsız dolaşmak 3) nsz, mec. Kavga etmek için sebep aramak Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller sürtünüp durmak … Çağatay Osmanlı Sözlük